15 Kasım 2013 Cuma

İslam’ın son kalesi Dershaneler.

Eğitime son darbe!
Hazırlık işi yapan dershaneler eğitimin bir parçası değildir. Dershaneler eğitim kurumu da değildir.
61 Hükümetin 61’ inde payı olduğu bir boşluğu fırsata dönüştüren ticari kurumlardır.
Dolayısıyla dershanelerle ilgili hiçbir düzenleme eğitim başlığı altında değerlendirilemez böyle yapılırsa ya cahillikten yahut hırstan kaynaklanan bir saptırma vardır.
Liseler ve Üniversiteler eğitim kurumudur. Çocukları buraya hazırlıyoruz bizde eğitimin bir parçasıyız denilmez. Okul açarak eğitimin parçası olunur. Hazırlığa gerek kalmayan bir sistemin kurulmasına destek olarak eğitimin bir parçası olunur. Oportünist bir stratejiyi Allah rızası ile örtmeye hatta hizmetle süslemeye çalışmak ayıca itikat tartışması gerektirir.

Fakir fukaranın çocukları ne yapacak?
Dershaneler ne yapmış ki zaten bu konuda daha önce?  Bundan sonra yapacaklar? Ben kardeşimin elini tutup dershane dershane dolaşmıştım. Maaşa denk gelen bir taksit ve biraz indirim istemiştim her kapıdan. O kurumların müdürleri gayet net tavır koymuştu. Paran yoksa dershane sana göre bir yer değildir.
Bedavaya hazırlık dersleri veriyorlar mı? HAYIR!
Yan fayda olan dershane asli ihtiyaç olan okullardan daha pahalı eğil mi? EVET!
Bu bir mantık hatası hatta bir ticari tuzak değil mi! EVET!
Parasını ödemediğiniz herhangi bir dershanede gözünüzün yaşınıza bakmazlar. Kimse kimseyi kandırmasın.

Oslo, KCK, PKK, Vatikan, İsrail ve karşılarında İslam’ın son kalesi Dershaneler.
Komplo çorbasıyla yapılan bu defans kendi içinde yüzden fazla yüz kızartıcı çelişkiyi barındırmaktadır. Benim derdim herhangi bir Müslümanı utandırmak olmadığı için yazmayacağım lakin ihtiyaç olursa tek sıralayabilirim.

Dershaneler hakkında düzenlemelerde hatalar, eksiklikler yanlışlar olabilir. Beşeri sistemlerin tamamen kusursuz olması yine aynı şekilde baştan aşağıya kusurlu olması eşyanın tabiatına aykırıdır. Türkiye deki dershanelerin en fazla %15 hadi abartalım %20 sine sahip olan Fetullahçıların aşırı bir alınganlıkla bunu üzerine alınması aslında bir siyasi hamledir. Bu siyasi hamle ile kendini hedefteki mağdur gibi gösterme çabası "asla" diye inkar ettikleri siyaset hevesinden başka bir şey değildir. Altını çizelim bu hamle tamda siyasi bir hamledir, siyaset yapmaktır imtina edilen siyasete gırtlağa kadar bulaşmaktır. Siyaset yapmaya başladığınız andan itibaren gelecek siyasi tepkilere katlanmak zorundasınız artık. Geçmiş olsun!

Türkiye'yi hiç tanımayan birisi dün Fetullahçıların yazdığı mesajlara, açıklamalara, demeçlere ve TV programlarına bakarak şunu zannedebilir. ‘’Galiba Türkiye de camiler kapatılıyor.’’ Muhalif bir teolojik temelli ezoterik bir örgüt hep bir ağızdan şunları söylüyor; "Satılmış, Pkk ile ortak, İsrail’in talimatına uyan, Vatikan’ın gönlüne su serpen, Gayretullaha dokunan Başbakan" Üstelik bu Başbakan için "ya Kahhar ya Kahhar" diye toplu beddualara bile var. Buradan anladığımız şey Kur'an kursları ve camiler kapanıyor, başı örtülü kızlar okuldan atılıyor, namaz kılan akademisyenler, memurlar, bürokratlar fişleniyor, İmam Hatipler kapatılıyor bile olabilir. Bu kadar içli içli "Kahhar" çekildiğine göre öyledir değil mi? Aslında bunları ve daha beterlerini dönem dönem yaşadı bu ülke ve Tayyip Erdoğan için şimdi bunları söyleyenler o zamanlar hiç "Kahhar" çekmedikleri gibi üstüne sessizce beklediler. Küçük fırsatlarda İslam alemini hayal kırıklığına uğratan demeçler verdiler. Sonra unuttuk hepsini!

Ez cümle…
Çaresi var mı? Var tabi hem de onlarca. Örneğin okul açın mesela. Veliler hazırlık adıyla çöpe attıkları dershane parasıyla çocuklarını okutsunlar. Okul! İşte burada herkes geri adım atıyor. Niye biliyor musunuz? Okul işi eğitim çünkü. Dershane eğitim değil ki. Öğrenci sınavı kazanırsa bizim eserimiz kazanmazsa onun tembelliği pazarlaması üzerine kurulu bir ucubelik dershane. Sorumluluğu yok, dünya denkliği, sınavdan başka bir yerde işe yarar öğrettiği bir şey yok vs... derken en dibinde aslında gereği de olmayan ara bir pozisyon.

Okul öyle mi? Okul açın efendiler. Devlet diyor ki size ben öğrenci göndereceğim parasını da vereceğim. Hizmet mi dedi biri. Hizmet budur. 

Siyaset mi dedi biri. Hoş geldiniz dikkatli olun derim çünkü men dakka dukka.



     

23 yorum:

Pabuc dedi ki...

Bir işe menfaat mi karıştı hemen uzaklaşacaksın onların samimiyetlerinden...Bence öyle; Kur'anı bile az bir pahaya satmaya çalışanlar için uyarılmıyor muyuz ? Hizmet mi ...Bu devirde mi? Düşünmek lazım...

hhgmlmz dedi ki...

Namaz selam verdikten sonra başlar demişti bir hocaefendi. Konuştukları gibi davranmayanlar bu davanın namazını malesef bozmuştur. Büyüdükçe kontrolen çıktılar. Başkalarına kibir enaniyet uyarıları yaparken kendilerini gözardı ettiler. Şimdi ise kimileri çok basit meseleler yüzünden daha önce toz kondurmadıkları devletin başındakilerin ne münafıklığını koyuyorlar ne işbirlikçiliğini ne satılmışlığını piyonluğunu ağza alınmayacak sözler sarfedenler bile var. Bu kin nedendir bilemedim. "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez." diyor Mehmet Akif Ersoy. Kimler küçük hesapları yüzünden tefrikaya girdi bilmiyorum. Ama bu tefrika herkese zarar veriyor.

Adsız dedi ki...

gerçektende çok doğru, artık dershanecilik para verenlerin değil alttan özene bezene yetişmiş çocuklara maddi kaynak olarak kullanılmasıdır. önemsenmemeyi ben dershanede gördüm ayrımıda bence böylesi çok güzel oldu .

Unknown dedi ki...

USTA'lığı tekrar göreceğiz.

Unknown dedi ki...

erem kardesim sizde bal gibi biliyorsunuzda cemaat denilen hareketin siyasi olmayan hicbir adimi yok hepsi ince ince dusunulup uygulanan seyler bu aslinda normal bir sey ama gayret Allahin dini icin olmadan uzaklastigi icin sorun oluyor recep tayip gibi bir adama din ogretmeye kalkiyorlar ve bunun icin adamin dostlarini bile harcamaktan cekinmiyorlar hukumetin bazi uygulamalari menfaatlerine dokundugu icin hizmet soslu fitne yapiyorlar

Adsız dedi ki...

yahu neden bu dershanelerin tamamı cemaatlere ya da cemaaetçilere aitmiş gibi davranılıyor ya da bilinçli olarak böyle bir algı yaratma çabasına girişiliyor.dershane dediğimiz şey eğitim öğretim sisteminin içinde yer alan bir yapılanma neden duruma hiç bu açıdan yaklaşılmıyor. hadi eğitim ya da öğretimi geçtik duruma ekonomi veya istihdam açısından bakalım neredn bakarsak bakalım şu an konuşulan haliyle dersane kapatıyorum demek tepeden inme bir tavırdır. kim ne derse desin dershane bu ülkenin gerçeği ve şu eğitim öğretim yapısı içinde ihtiyacıdır.bunun dışında bir de erem bey başbakanın yaptığı ya da yapacağını söylediği herhangi bir şeyi eleştirdiniz mi bugüne kadar yanlış anlamayın ben anımsamakta zorluk çektiğim için soruyorum.

Adsız dedi ki...

Selamlar
Bu gündemle ilgili olarak o kadar arada kalmış durumdayım ki sosyal medyanın hiçbirinde yorum yapamadım zira iki evladımı bu yıl gönderiyorum dersaneye ve devlet okulundaki sorumluluklarının farkında olmayıp mütemadiyen maaşlarının düşük olmasından, hükümetin maaş zammını her daim az bulduklarından mütevellit yaygara koparan öğretmenlerin kalitesiyle dersaneleri ve de öğretmenlerinin kalitesini asla tartışmaya açık bulmadığımı beyan etmek isterim yanı sıra gülen hareketinin dersanelerin dönüştürülmesi kararından referansla hükümete saldırıda bulunmalarının altında yatan nedenlerin hepsinin farkındayım muhterem Fethullah Gülen efendinin vaktiyle mavi marmara için yaptığı yorumla rengini belli etmişti ve o günden sonra yaptığı muhtelif açıklamaların hepsi safların ne kadar bizim dışımızda tutulduğunu en net biçimiyle görmemize neden oldu geldiğimiz noktada aslında kimlerle iş tuttuklarıyla ilgili olarak en küçük bir şüpheye yer bırakmadıklar.Amma ve -lâkin sonucu değiştirmek istiyorsak şayet önce sebepleri ortadan kaldırmamız gerek bir örnek vermek istiyorum Almanya'da bundan 34 yıl öncesinden söz ediyorum kondüktörler dahi belirli periyodlarda sınava tâbi tutuluyorlardı mesleki yeterliliklerini belirlemek için,Fatih kolejinde ingiliz dili ve edebiyatı mezunu yüksek lisansını boğaziçi üniversitesinde yapmış bir öğretmenin maaşı agi de dahil olmak üzere 1.500 lira ve bu öğretmen öğrencileriyle şu anda öğrencileriyle sosyal medyada yanı sıra fuarlarda günübirlik gezilerde öğrencileriyle mütemadiyen beraber kouşmaların hepsinin ingilizce olması koşuluyla, benim her iki çocuğum ve sınıf arkadaşlarının hepsi ingilizceden nefret ederek mezun oldular zira ingilizce öğretmeninin emekli olmasına 2 yıl kalmıştı ve hiç kimse bu duruma müdahale edemedi.Ez cümle şayet hükümet bu sorunu halletmek istiyorsa eğitimdeki ders ve öğretmen kalitesini kesinlikle yükseltmeli ki dersanelere muhtaç olmayalım ve bizim ihtiyaçlarımız ikiyüzlü hainlerin elinde kırbaça dönüşmesin.
Sara Aksoy

Adsız dedi ki...

nasrettin hoca bir gün bindiği dalı kesiyormuş. oradan geçen bir demiş ki, hoca ne yapıyorsun. bindiğin dalı kesiyorsun. Hoca demiş ki, bana damdan düşeni getirin. Adam da demiş ki. Hocam pazara gidiyorsan banada düdük getir. Hoca da demiş ki, Ya tutar sa.Adam demiş ki Geçti borun pazarı...



Adsız dedi ki...

Bir arkadaşım paylaşmış ben de bir şey var sandım. Tek kelimeyle aaçmalamış. Bu arkadaş sanki türkiyede yaşamıyor. Türkiye gerçeğini bilmiyor. Saçmalığın daniskası bir yazı.

Adsız dedi ki...

Erem beyin her yazdığına katıldığımı söyleyemem lakin bu olayın çarpıtılmasından hoşlanmadım.Hizmetse,hizmet her yerde İslam bir yaşam tarzıdır ve her yerde olmalıdır. Bediüzzaman'ın şerrinden Allah'a sığındığı siyasetten uzak kalmalı.

Adsız dedi ki...

Hayatta iki tas ust uste koymayan yada beceremeyenlerin tarzinda bir yazi. Hadi dersnaeleri anladik, okuma salonlari ile dertleri nedir. Hadi onuda gecelim. HALK egitim merkezlerine univ. Hazirlik kursu actirma talimati niye veriliyor. Iolaylarin nerde oldugu uzerine yazi yazmiyorsunuz. Olayi gormek istediginiz yere koyuk ondan sonra yazilarinizi yaziyorsunuz.

Adsız dedi ki...

komik geldi bana biraz yaziniz.celiskili.tarafli.okul acin diye kime diyorsunuz?:)LOL

Unknown dedi ki...

Erem Şentürk şahane bir yazı kaleme almış, ancak şunu da belirtse iyi olurdu kanaatimce; "hizmet sektörü" belki ilk yıllarında samimi,salih niyetle devam ettiği sürelerde kaliteli ve güzel ilerlemekte idi çünkü; ilk etapta hizmette yer alan bireylerdeki zihniyet farklıydı amaç ALLAH rızasıydı.Üzülerek söylemek istiyorum ki şuan hizmet sektöründe büyük bir yüzde bireysel çıkar amacı gütmekte örneklemek gerekirse şu konuşmayı bizzat vermek istiyorum:
- Bu yurtta kalite kalmadı yurttan ayrılacağım beraber ayrılalım mı?(diye soruyorum bir arkadaşa ve el cevap)
-Ben Fen bilgisi okuyorum atanamam hizmette kalırsam beni dershanelere atarlar ve işsiz kalmam.
yorum sizde ....
Aslında bunda çok da hayıflanacak bir durum yok sonuçta zirvesini yapan her başarı sönmeye mahkûmdur misal "Osmanlı"
Hatta şunu da belirteyim ALLAH'ın kutsal kitabı ile desteklediği din de dahi 632 den sonra her yüzyılda belli oranda emperyalizm gerçekleşmiş. İslamiyetten daha mı kutsal hizmet hareketi ki, bozulmadan kalabilsin bu harekette ki insanlar?
Hülasa: " Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz "
Devlet adamı: Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir şey yapmış sa vardır bildiği elbette ki onuda sorgularız ancak yukarıdaki gerekçelerin bir tanesi dahî yeter sanıyorum olayı sorgulamamıza kalemine sağlık üstadım Erem Şentürk

bir garip deli dedi ki...

adsız yorum gönderen kardeşim haklısın acaba sizden hizmet bekleyen birilerimi var (israil) gibi neden anlamak istemiyorsunuz yoksa dinmi değiştiriyor veya yeni bir dinmi buldunuz.

Berna S. dedi ki...

Erem Abi, yazınız bu durumu gayet iyi açıklıyor. Herkesin kafasında aynı kalıp 'dersane olmazsa sınav kazanılmaz''. Böyle bir şey yok. Dersane genel olarak resmen hortumlama kurumu şuan.Hükümetin projesi ise bu dersaneleri dönüştürerek okul yapmaktır. Yani bir 'eğitim Kurumu'. Ve daha nitelikli bireyler yetiştirmek için fırsatlar sunmak. Dün destekken bugün köstek kesildi çoğu. Her şey makyavelizm..

Abdulbasit dedi ki...

bizzat gittiğiğim hizmetin dersanesi sayesinde geldiğim noktada derhanelerin gereksizliğini konuşmam yanlış olur.O zamanlar okul öğretmenlerimi elinde siğara yada ağır alkollü ders anlatmalarıyla örnek almamış dersanedeki öğretmenlerimizin peşinden gitmiştik. Şu anda bir sürü çeldiriciye rağmen hizmet dersanelerinde değerler eğitimine verilen önem ve islama hizmet adına atılan küçücük adımların nelere yol açtığını kader çizgisinde göremeyiz. Hz. Alinin "Bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" sözündeki harf herhalde medeniyet dediğimiz Avrupanın gençlerimize öğrettiği ilim değildir. Sn Erem ŞENTÜRK hizmetin çırpınışlarının arkasında yatan sebebi siyasete güce bağlamanıza katılmıyorum,çırpınışlar çocuklara edepin e sini, doğruluğun dürüstlüğün dsini,saygının s sini, imanın i sini Allah'ın A sını öğretmeye devam etme arzu ve isteğinden gelir. Başarılı fakir öğrencileri % 100 bursla yazdırma kontenjanı yıllardır bana sunulmakta bilginize...

Adsız dedi ki...

Dershaneleri kapatıyoruz neden eğitimde eşitlik neymiş 1.000-TL lik dershane borcuna kadın hapis yatmış çocuk intihar etmiş. NAsıl bir haber seçmesi nasıl bir mantık anlamadım. Özel üniversiteleri eğitimde eşitliğin hangi kefesine sığdırıcaz biraz da bunu anlatmaya çalışın :) garip vatandaş paralı üniversiteye düşük puanla giremediği için bileğinin hakkı ile yüksek puan alıp bir yere girmeye çalışması çok mu acınası bir şey. Maddi durumu iyi olan özel üniversiteye girerbilir hadi geçtik özel dersle merdiven altı değil özel evinde çayını yudumlayarak önceki vermiş olduğu paranın yarısına belki işsiz kalan öğretmene vereceği çeyreği ile ders alabilir. Eğer bir yerde sınav oluyorsa birmücadele varsa her halukarda kişinin kendini geliştirmek için ders alması kaçınılmazdır. Bu dershane olur veya dershane hocasının çektiği görüntülü çalışma cd si olur. Yeni garip iş kollarına gebeyiz hadi hayırlısı.

Unknown dedi ki...

ne demiştiniz bir keresinde '..ya bu insanların bir hikayesi yok ki ya..' dert yanmıştınız ülkedeki klişelikten, işte 'hizmet' içinde gerçekten hikayesi olan insanların hareketidir...
Eleştrilerinizi dikkatle okumaya çalışıyorum (final exams zamanında bile) görüşlerinizi gerçekten önemsiyorum yada ben'ce önemsiyoruz.. daha sık yazmalısınız bir meslektaşınızında dediği gibi 'güzel ve yalnız ülkemde' üzerinde düşünülecek çok şey var..

Unknown dedi ki...

"Dolayısıyla dershanelerle ilgili hiçbir düzenleme eğitim başlığı altında değerlendirilemez böyle yapılırsa ya cahillikten yahut hırstan kaynaklanan bir saptırma vardır." diyorsunuz. Peki dershaneler şu anda nereye bağlı? Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğüne..Eğitim başlığı altında değerlendirilemez diyorsunuz.Bu söylediğinize kendiniz inanıyor musunuz? Samimi iseniz lütfen ikna edici bir cevap verin.Mesele cemaat meselesi değil.Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.Bir bakanlık gösterin. Kendi kurumunu lağveden.Özel okulculuğun kitabını yazanlara soralım.Bu kadar dershane bir anda özel okula dönüştü diyelim Öğrenci bulabilecekler mi? Özel okulculuk bir süreç ister.Öyle kolay bir eğitim faaliyeti değildir.Market açmıyoruz.Öğrenciniz yok. Dersanenizdeki öğrencilerinizin zaten okulları var.Mezun öğrenci zaten mezun olmuş.Onları mı okula kaydedelim.Öğretmen ve personelinizle sözleşme yaptınız.Yeterli öğrenci kaydedemediniz.O zaman öğretmen ve çalışanlarınızın maaşını nasıl vereceksiniz.Milli eğitimin hazırladığı taslakta şöyle bir madde konulsun. Okula dönüşen dershane diyelim ki 500 kontenjanı var. 50 tane öğretmeni var.100 kayıt yaptı diyelim.400 açığı var. Devlet bu açığı karşılamayı taahhüt etsin.Bütün dershanelerin hepsi yarın özel okula döner.Davulu sesi uzaktan hoş geliyor.Ben de şura salonundaki toplantıya katıldım.Bakanlık yetkilileri inanın zerre kadar toplantıya katılan dershane temsilcilerinin haleti ruhiyesinden haberleri yok...Biz yapacağız olacak düşüncesindeler.Yapabilirler ama büyük bir kitlenin canı yanacağı için toplumsal yansımaları nasıl olur tahmin edemiyorum. Sosyologlara sormak lazım.Tarihte bir ilk örnek olarak yazılacak. Halkın seçtiği kişiler halka rağmen dediğim dedik diyerek halkının istemediğini yaparlarsa.Halk bunu unutur mu? Katiyen unutmayacaktır.Yöneticilerimiz ülkemizin demokrasiye, hukuka ve insan haklarına saygılı ve bağlı olduğunu söylüyorlar. Zorla dershaneleri dönüştürmek demokrasinin içinde mi? Hukukun içinde mi? Yoksa insan haklarının içinde mi var? Bu sorulara ne siz ne de yetkili muhataplarımız cevap vermiyor vermiyor vermek istemiyor laflar hep başka taraflara kayıyor...Biz de şöyle anlıyoruz: BAŞKA HESAPLAR VAR...Bu yazıyı okuduysanız ve biraz insafınız varsa tarafsız bir şekilde kendinizi dersanecilerin yerine koyarak empati yaparak bana bir değerlendirme yapabilir misiniz...Ama eğri oturup doğru konuşarak. Benim acizane gözlemlediğim ŞİMDİLERDE DOĞRU OTURULUP EĞRİ KONUŞULUYOR...

Unknown dedi ki...

"Dolayısıyla dershanelerle ilgili hiçbir düzenleme eğitim başlığı altında değerlendirilemez böyle yapılırsa ya cahillikten yahut hırstan kaynaklanan bir saptırma vardır." diyorsunuz. Peki dershaneler şu anda nereye bağlı? Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğüne..Eğitim başlığı altında değerlendirilemez diyorsunuz.Bu söylediğinize kendiniz inanıyor musunuz? Samimi iseniz lütfen ikna edici bir cevap verin.Mesele cemaat meselesi değil.Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.Bir bakanlık gösterin. Kendi kurumunu lağveden.Özel okulculuğun kitabını yazanlara soralım.Bu kadar dershane bir anda özel okula dönüştü diyelim Öğrenci bulabilecekler mi? Özel okulculuk bir süreç ister.Öyle kolay bir eğitim faaliyeti değildir.Market açmıyoruz.Öğrenciniz yok. Dersanenizdeki öğrencilerinizin zaten okulları var.Mezun öğrenci zaten mezun olmuş.Onları mı okula kaydedelim.Öğretmen ve personelinizle sözleşme yaptınız.Yeterli öğrenci kaydedemediniz.O zaman öğretmen ve çalışanlarınızın maaşını nasıl vereceksiniz.Milli eğitimin hazırladığı taslakta şöyle bir madde konulsun. Okula dönüşen dershane diyelim ki 500 kontenjanı var. 50 tane öğretmeni var.100 kayıt yaptı diyelim.400 açığı var. Devlet bu açığı karşılamayı taahhüt etsin.Bütün dershanelerin hepsi yarın özel okula döner.Davulu sesi uzaktan hoş geliyor.Ben de şura salonundaki toplantıya katıldım.Bakanlık yetkilileri inanın zerre kadar toplantıya katılan dershane temsilcilerinin haleti ruhiyesinden haberleri yok...Biz yapacağız olacak düşüncesindeler.Yapabilirler ama büyük bir kitlenin canı yanacağı için toplumsal yansımaları nasıl olur tahmin edemiyorum. Sosyologlara sormak lazım.Tarihte bir ilk örnek olarak yazılacak. Halkın seçtiği kişiler halka rağmen dediğim dedik diyerek halkının istemediğini yaparlarsa.Halk bunu unutur mu? Katiyen unutmayacaktır.Yöneticilerimiz ülkemizin demokrasiye, hukuka ve insan haklarına saygılı ve bağlı olduğunu söylüyorlar. Zorla dershaneleri dönüştürmek demokrasinin içinde mi? Hukukun içinde mi? Yoksa insan haklarının içinde mi var? Bu sorulara ne siz ne de yetkili muhataplarımız cevap vermiyor vermiyor vermek istemiyor laflar hep başka taraflara kayıyor...Biz de şöyle anlıyoruz: BAŞKA HESAPLAR VAR...Bu yazıyı okuduysanız ve biraz insafınız varsa tarafsız bir şekilde kendinizi dersanecilerin yerine koyarak empati yaparak bana bir değerlendirme yapabilir misiniz...Ama eğri oturup doğru konuşarak. Benim acizane gözlemlediğim ŞİMDİLERDE DOĞRU OTURULUP EĞRİ KONUŞULUYOR...

Adsız dedi ki...

mümin kardeşim biz de allaha tapıyoruz ama gidip evlatlarımızı ataizm öğretileriyle dolu mustafa kemal okullarına göndermiyoruz allahın izniyle.

Adsız dedi ki...

Kalemine kuvvet abi cok iyi

Dersaneler kapanmalıdır dedi ki...

Eğitimin kötü olup dersanelere ihtiyaç duyulan sistemlerde dersaneler arası ticari rekabette kaçınılmaz olarak gelinecek nokta şüphe,şaibe, içsel bilgiye erişim, etik ve yasa dışıliktir. Her sınav türü ve döneminde benzer konular toplumu yormaktadır. Çözüm tüm eğitim alanlarında köklü düzenlemeler ve dersanelerin kapatılmasıdır.
Fethi Yılmaz yazdı 04.03.2019
Tıpta Uzmanlık Sınavı sonrasında ÖSYM’nin soruları ve cevap anahtarını yayımlamadan önce sınav soruları sosyal medyada yer aldı. 24 Şubat 2019 Pazar günü gerçekleşen Tıpta Uzmanlık Sınavı öncesinde soruların Whatsapp gruplarında paylaşıldığı iddia edilirken, TUS sorularının çalındığı tartışmaları gündeme gelmişti.Sınav sorularının çalındığı iddiaları üzerine ÖSYM açıklama yaptı. TUS soruları ve cevap anahtarının çalındığı iddialarının odağındaki TUSDATA isimli dershane de konuyla ilgili açıklama yaptı. TUS’a giren doktorların Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne yaptıkları şikayetler ve söyledikleri, “sınav soruları çalındı mı” sorularını kuvvetlendirdi. Sınava giren bir doktor konuyla ilgili, "Bugün TUS dershanesine gitmeden başarı elde etmek çok zor” dedikten sonra, “Sızıntı iddiasının odağındaki TUS dershanesinin sınav öncesi 50 kişilik özel gizli grup oluşturduğunu ileri sürülüyor. Sınav soruları derece yapmaları için bu özel gruba verildi iddiası var. Bir de yüzde 98 soru tutturma, çıkan tüm sorulara referans spot bilgi paylaşımı sızıntı ihtimalini kuvvetlendiriyor. Binlerce tıp doktorunun emeğinin çalınmasına sessiz kalınmamalı” iddialarında bulunmuştu. Konuyla ilgili sosyal medyada ve farklı mecralarda da iddialar dile getirilmesi üzerine, TUSDATA sınava giren hocalarının soruları ezberledigini ifade etmişti. CİMER’e yapılan şikayete ÖSYM Hukuk Müşavirliği yanıt vermişti. ÖSYM açıklamasında, TUSDATA’nın “soruları ezberledik” şeklindeki açıklamasına yer verdi ve sorular ÖSYM'den iki gün erken açıklandığı için telif hakkı konusunda yasal işlem başlatılacağı ifade edildi.
ÖSYM Başkanlığı Hukuk Müşavirliği CİMER’e yapılan şikayete şöyle yanıt vermişti: ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınavlarda, sınavlara giren bazı adaylarca sınav esnasında sorular ezberlenerek (bazen farklı adaylarca sınav esnasında ezberlenen sorular sınavdan sonra bir araya getirilerek) sınav sonrasında facebook, twitter, instagram, whatsapp, youtube gibi sosyal medya platformları üzerinden paylaşılabilmektedir.
Orijnaline en yakın şekilde çıkartarak soruları sınav bittikten sonra whatsapp üzerinden paylaştıkları açıkça ifade edilmiştir.Telif hakkı Başkanlığımıza ait olan sınav soru ve cevaplarının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa aykırı olarak Başkanlığımızın yazılı izni olmaksızın yayınlanması suç olduğundan sınav sonrasında soruları izinsiz yayınlayan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmakta ve aynı zamanda erişimin engellenmesi kararı verilmesi, Sulh Ceza Mahkemesi Hakimliğinden talep edilmektedir.ilgili kişi ve kurumlar hakkında gerekli yasal işlemler başlatılmıştır.”
2019-TUS sorularının sızdırıldığı iddiaların merkezinde olan TUSDATA’nın kurucuları arasında yer alan Uzman Doktor Sami Selçukbiricik’in bağlantıları da dikkat çekiyor. Uz. Dr. Sami Selçuk Biricik, kurucu olmasının yanı sıra, çeşitli illerde yapılan TUSDATA seminerlerine konuşmacı olarak katılıyor ve DUSDATA sitesinde yazarlık yapıyor İstanbul’da İskenderpaşa Cemaati’nin lideri Muhammed Nureddin Coşan’ın vakfettiği “Asfa Eğitim Vakfı" yönetim kurulunda, TUS sorularını sızdırdığı öne sürülen TUSDATA’nın kurucusu Uz.Dr.Sami Selçukbiricik’in adı da geçiyor. Sami Selçukbiricik, Özel Asfa Ferda Koleji Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı.
Türkiye geçmişte ÖSYM sınav hırsızlıklarıni geçmişte çok yaşadı. Dün FETÖ’nün yaptığı sınav hırsızlıklarının sonucunda Türkiye hala bedel öderken bugün devlete yerleştirilen başka cemaatler üzerinden yine aynı iddiaların konuşulması “Ne zaman ders alacağız” sorularını da beraberinde getiriyor.Fethi Yılmaz Odatv.com